14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunu kapağında “2023’ün en değerli seçimi” sözleriyle yayınlayan, manşetinde “Erdoğan gitmeli” ve “Demokrasiyi kurtarın” ifadelerine yer veren The Economist dergisi, seçim sürecini tamamladı.
Analizde “Türkiye’nin demokrasisini ve ekonomisini yeniden tesis etme şansı kaybedildi” denildi ve şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye’de muhalefet, Erdoğan’ı devirmek için son 10 yılın en iyi şansına sahipti. Altı muhalefet partisi kapsamlı bir reform programı üzerinde anlaşmıştı. ve cumhurbaşkanı adayı “Ekonomide enflasyon yüzde 86’yı geçti ve bunun sebebi de garip para politikalarıydı. Deprem sırasında inşaatlardaki düzensizlikler gündeme geldi. Ama bunlar yeterli değildi. Erdoğan, geçmişte seçim üstüne seçim kazandıran oyun kitabından modüller sergiledi. Türkiye’deki ve muhalefetteki kültür savaşlarının alevlerini körükledi, Türk kültürüne ve milli güvenliğine tehdit olarak gösterdi.”
‘DEPREM HERHANGİ BİR ENGEL OLUŞTURDU’
Depremin etkilediği bölgelerdeki oy oranlarına dikkat çeken Economist, seçimlerin ardından Maraş’ın Şekeroba köyünde düzenlenen kutlamalara işaret ederek, “Şekeroba’da 4 aydır meydana gelen şiddetli depremlerde yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetti. önce ve yüzlerce evi yıktı. Kurtarma ekipleri hiç gelmedi. Aynı şekilde, depremlerin 50.000’den fazla kişinin hayatını kaybettiği güneydeki birçok yerde olduğu gibi, felaket Erdoğan’a takviye güç için engel bırakmadı.”
‘KÜLTÜREL ÇATIŞMANIN ATEŞİNİ DOLDURDUK’
Erdoğan’ın kültürel çatışmaları körükleyerek ve muhalefeti ulusal güvenliğe tehdit olarak sunarak seçimleri kazandığını yazan The Economist, kampanya döneminde Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun montajlı videolarını seçmenlere gösterdiğini ve Türkiye medyasının Türkiye’de medyanın “terörist” olduğunu belirtti. ayrıca önyargılı: “Çoğunlukla Erdoğan’a sadık işadamları tarafından. Özel haber kanalları yönetti ve hükümetinin bir kolu haline gelen devlet medyası, cumhurbaşkanına sınırsız yayın süresi tanıyarak kameralar önünde asılsız argümanlarına itiraz etmeyi reddetti.
Analizde, “Erdoğan artık mahkemeleri, merkez bankasını ve kendi partisini hizada tutmak için biriktirdiği denetimsiz yetkileri kullanarak istediği gibi karar verme yetkisine sahip.” (DIŞ HABERLER)
